Türkiye’yi Avrupa ile karşılaştırdığımız zaman Türkiye’mizde manlift (ki bunlar makaslı, platformlar, bomlu liftler eklemli makinalar, örümcek platformlar gibi kendinden yürüyüşlü makinalar ve araç üstü sepetli vinçleri kapsamaktadır) miktarının Avrupa ile kıyaslanamayacak kadar az olduğunu görürüz.
Örneğin; Avrupa da ki en küçük kiralama firmalarındaki dahi araç parklarının 2000 makine üzerinde olduğunu görürsünüz. Bazı Avrupa firmalarında bu miktar 15.000’lerin üzerine çıkmaktadır. Türkiye’de ise en büyük kiralama firmasının manlift sayısı neyazık ki 1000 civarında kalmaktadır bu kıyaslama size az da olsa miktarın farklılığı konusunda fikir verecektir.
Şimdi bunun nedenleri üzerinde duralım özellikle ülkemizde manlift kullanımı çok geç başlamıştır. Neden geç başlamıştır denirse, Türkiye’de biz vinç sektöründe çalışan firmaların yöneticileri olarak ve çalışanlarımızın eğitim düzeyimizin nispeten düşük olması önemli bir faktördür. Bu sektörde eğitim düzeyinin düşük ve yabancı dil bilen kişinin olmaması manlift teknolojisinin bilinirliği ve Türkiye’de kullanımını kısıtlanmıştır. Vinç sektörü bu makinaların varlığını geç farketmiştir. Hala daha manlift konusunda doğru dürüst bilgisi olmayan vinç sektöründe faaliyet gösteren firmalar vardır. Çok değişik platformlarda belirtmişimdir 2000 yılında manlift makinalarının en Avrupa da ki en büyük fuarı Apex’te sadece iki Türk ziyaretçi vardı.
Diğer önemli faktör ekonominin hemen hemen her sektörü manlift makinalarının varlığından maalesef habersizler. Hangi tür makinalar vardır ne iş yapar ne özellikleri vardır vs gibi bilgileri yoktur mesela bu makinalarının işlerini ne derece kolaylaştıracağı hızlandıracağı ve ekonomik katkısından habersizler. Hollanda’da araba ile seyahat ederken yol kenarında sanırım yaklaşık 400 metre karelik çelik konstrüksüyon ağırlıklı bir inşaata 4 adet çeşitli manlift çalışıyordu. Türkiye’de böyle bir inşaata manlift göremezsiniz.
Diğer bir faktörde kullanıcıların önyargılı olmaları yani kira veya makine bedelinin yüksek olduğunun düşünmeleri. Halbuki makinaları iyi tanısalar, yaptıkları işi nekadar kolaylaştırdığını görseler ve kağıt üzerinde dikkatli bir hesap yapsalar manlift ile çalışmanın ne kadar faydalı ve ekonomik olacağını görecekler. Türkiye’de bunun farkında olan ve işlerini hızlı bir şekilde bitirmede ve teslim etmede manlift’lerin avantajlarını gören firmaların bunları sıklıkla kullandığını görüyoruz. Maalesef bu bilinçlenme zaman alacak gibi görünüyor. Şunun altını birdaha çizmek lazım ki manlift kullanımının en önemli sebeplerinden biri işleri kolaylaştırması, hızlandırması, emniyetli olması ve işçilik maliyetlerini düşürmesi ve projelerin hızla bitirilip işlerliğe kazandırılmasıdır. Zamanı değerli kullanan, hızlı ve zamanında teslim edilen projeler kazanmaktadır.
Manliftler’in Avrupa’da yaygın bizde de olmamasının bir önemli nedeni de Avrupa’da emniyetli çalışmaya özen gösterilmesidir. Bizde bu emniyetli makinalar ya bilinmiyor ve ya biliniyor göz ardı ediliyor. Emniyetli çalışma felsefesi memleketimizde tam benimsenmedi. İş kazaları ve kazalarda ölümlerin çokluğu bunu gösteriyor. Ayrıca kanunlarımız ve yönetmeliklerimiz bazen yetersiz kalıyor veya uygulanmıyor. Bütün bunlar bir araya gelince emniyetli çalışmanın en önemli faktörlerinden manliftlerin kullanımı yaygınlaşamıyor kullanıcılar gerek bilgisizlikten gerekse yanlış değerlendirdikleri ekonomik nedenlerle emniyet açısından mahsurlu geleneksel yöntemleri tercih ediyorlar.
Diğer bir faktörde Türkiye’de yaygın olarak kullanılan kamyonüstü vinçlere sepet takılarak çalışması. Bu uygulama manlift kullanımının belirli ölçüde önünü kapatıyor. Bu uygulama ile gerek vinç işletmesi gerekse kiralayıcı firma bir makinayı hem vinç hem manlift olarak kullanması ekonomik bir çözüm gibi gözüküyor. Halbuki gerçekte bu makinadan gerektiği ölçüde hızlı ve güvenli hizmet alamıyor. Burada güvenli bir hizmet alamadığını tekrarda vurgulamakta fayda var maalesef memleketimizde ‘’İDARE EDER’’ , ‘’BİRŞEY OLMAZ’’ mantığı bu tür geleneksel görünürde ekonomik ve emniyet açısından problemİ uygulamaların önünü açıyor. Bir başka konuda üretim yani manlift imalat sektörünün tam oturmaması manlift kullanımını sınırlamıştır. Özellikle kendinden yürüyüşlü makinaların hemen hemen tamamı yurt dışından gelmektedir. En başta şunu ifade edelim bu tür teknoloji ürünlerinin kullanımı ve yaygınlaşması tamamen o ülkenin gelişmişlik düzeyi ile direk ilintilidir. Gelişmekte olan bir ülke olarak Türkiyemiz’de de bu tür ürünlerin kullanımının yaygın olmamasının olağan karşılamak gerekir.